Yolculuk Duâları

Sefer için yolculuğa çıkan kişi, bütün tedbirleri aldıktan
sonra, Yüce Allah’a yönelmeli ve hayırlı bir yolculuk
yapabilmesi için O’ndan yardım talebinde bulunmalıdır.
Çünkü bir kulun en büyük güvencesi ve yegâne dayanağı
Yüce Allah’tır. Bu anlayış ve davranışla yola çıkan kişi,
kendini güvencede hissederek huzurlu ve mutlu bir şekilde
yolculuğunu sürdürecek ve inşallâh kazasız, belasız, sağsalim
olarak yolculuğunu tamamlayıp evine dönecektir.
Aşağıdaki ayet ve hadisler yolculuğa çıkan bir mü’minin;
gerek yolculuk esnasında, gerekse yolculuktan dönerken
ne şekilde dua edebileceğini ve Allah’tan nasıl yardım talebinde
bulunabileceğini bizlere öğretmektedir:
a) Yolculuğa Çıkarken Okunabilecek Dua
* Sahabeden Abdullah İbni Sercis (r.a)’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah (s.a.s.) yolculuğa çıkarken şu
duayı okurdu:
الَلّٰهُمَّ إِنّ۪ي أَعُوذُ بِكَ مِنْ وَعْثَاءِ السَّفَرِ وَ كَآبَةِ الْمُنْقَلَبِ وَالْحَوْرِ بَعْدَ
الْكَوْرِ وَدَعْوَةِ الْمَظْلُومِ وَسُوءِ الْمَنْظَرِ فِى اْلأَهْلِ وَالْمَالِ
Okunuşu: “Allâhümme innî e’ûzü bike min va’sâisseferi
ve keâbetil-münkalebi vel-havri ba’del-kevri ve
da’vetil-mazlûmi ve sûil-menzari fil-ehli vel-mâli.”
Anlamı: “Allah’ım! Yolculuğun güçlüklerinden, üzücü
manzaralarla karşılaşmaktan, iyiyken kötü olmaktan, mazlumun
bedduasından ve dönüşte mal ve çoluk çocuğu kötü
hâllerde bulmaktan sana sığınırım.” (Nesâî, İsti’âze, 41–42; İbn Mâce,
Dua, 20)
b) Bineğe / Vasıtaya Binerken Okunabilecek Dua
* İmam Mâlik diyor ki; bana ulaştığına göre, Hz. Peygamber
(s.a.s.) sefere çıkmak için bineğine binip, ayağını
bineğinin özengisine koyduğu zaman şu duayı okurdu:
بِسْمِ الِّٰهل اَللّٰهُمَّ أَنْتَ الصَّاحِبُ فِى السَّفَرِ وَاْلخَلِيفَةُ فِى اْلاَهْلِ اَللّٰهُمَّ
اَزْوِ لَنَا اْلأَرْضَ وَهَوِّنْ عَلَيْنَا السَّفَرَ
Okunuşu: “Bismillâhi Allâhümme entes-sâhibü fisseferi
vel-halîfetü fil-ehli. Allâhümme ezvi lenel-arda ve
hevvin ‘aleynes-sefera.”
Anlamı: “Allah’ım! Seferde yardımcım, geride bıraktığım
ailem ve çoluk çocuğumun vekili ve koruyucusu sensin.
Allah’ım! Bize yeri dür, yolculuğumuzu kolay kıl.” (Malik,
İsti’zân, 13)
* Sahabeden Abdullah İbni Ömer (r.a) diyor ki;
Resûlullah (s.a.s.) yolculuğa çıkarken bineğinin üzerine
binip iyice yerleşince üç kere tekbir getirir (Allahu Ekber / Allah en büyüktür, der) sonra da şöyle dua ederdi:
سُبْحَانَ الَّذ۪ى سَخَّرَ لَنَا هَذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِن۪ينَ وَإِنَّا إِلٰى ربِّنَا
لمَنُقَْلبِوُنَ
اَللّٰهُمَّ إِنَّا نَسْأَلُكَ ف۪ى سَفَرِنَا هٰذَا اْلبِرَّ وَالتَّقْوٰى وَمِنَ اْلعَمَلِ مَا تَرْضٰى
اَللّٰهُمَّ هَوِّنْ عَلَيْناَ سَفَرَنَا هٰذَا وَاطْوِ عَنَّا بُعْدَهُ اَللّٰهُمَّ أَنْتَ الصَّاحِبُ
فِى السَّفَرِ وَاْلخَلِيفَةُ فِى اْلاَهْلِ
اَللّٰهُمَّ إِنّ۪ي أَعُوذُ بِكَ مِنْ وَعْثَاءِ السَّفَرِ وَ كَآبَةِ اْلمَنْظَرِ وَسُوءِ
اْلمُنْقَلَبِ فِى اْلماَلِ وَاْلأَهْلِ وَاْلوَلَدِ
Okunuşu: “Sübhânellezî sehhare lenâ hâzâ ve mâ
künnâ lehû mukrinîn ve innâ ilâ rabbinâ lemunkalibûn.
Allâhümme innâ nes’elüke fî seferinâ hâzel-birra vettakvâ
ve minel-‘ameli mâ terdâ.
Allâhümme hevvin ‘aleynâ seferenâ hâzâ, vatvi ‘annâ
bu’dehû.
Allâhümme ente’s-sâhibü fis-seferi vel-halîfetü filehli.
Allâhümme innî eûzü bike min va’sâis-seferi ve keâbetilmenzari
ve sûil-münkalebi fil-mâli vel-ehli vel-veled.”
Anlamı: “Bunu bizim hizmetimize veren Yüce Allah’ı
tesbih ve takdis ederiz (Allah’ın şanı ne yücedir); yoksa biz
buna güç yetiremezdik. Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz.
(Zuhruf, 43/13-14)
Ey Allah’ım! Biz, bu yolculuğumuzda senden iyilik ve takvâ,
bir de hoşnut olacağın ameller işlemeyi nasip etmeni dileriz.Ey Allah’ım! Bu yolculuğumuzu kolay kıl ve uzağını yakın
et!
Ey Allah’ım! Seferde yardımcı(mız), geride (bıraktığımız)
çoluk çocuğu(muzun) koruyucu sensin.
Ey Allah’ım! Yolculuğun zorluklarından, üzücü şeylerle
karşılaşmaktan ve dönüşte malımızda, çoluk çocuğumuzda
kötü hâller görmekten sana sığınırım.” (Müslim, Hac, 425
c) Yolculuktan Dönünce Yapılabilecek Dualar
* Sahabeden Abdullah İbn Ömer (r.a.) anlatıyor:
Resûlullah (s.a.s.) seferden dönerken, uğradığı her tümsekte
üç kere tekbir getirir, arkasından da şöyle derdi:
لاَ إِلٰهَ إِلاَّالٰهّلُ وَحْدَهُ لاَ شَر۪يكَ لَهُ ۰ لَهُ اْلمُلْكُ وَلَهُ اْلحَمْدُ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ
شَئٍ قَد۪يرٌ اٰيِبُونَ تَائِبُونَ عَابِدُونَ سَاجِدُونَ لِرَبِّنَا حَامِدُونَ صَدَقَ الٰهّلُ
وَعْدَهُ وَنَصَرَ عَبْدَهُ وَهَزَمَ اْلأَحْزَابَ وَحْدَهُ
Okunuşu: “Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh,
Lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr.
Âyibûne, tâibûne, âbidûne, sâcidûne li-rabbinâ hâmidûne.
Sadekallâhü va’dehû ve nasara abdehû ve hezeme’l-ahzâbe
vahdehû.”
Anlamı: “Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O tektir, ortağı
yoktur, mülk O’nundur, hamd O’nadır. O, her şeye kâdirdir.
Yolculuktan dönüyor, tevbe ediyor, kulluk yapıyor secde ediyor
ve Rabbimize hamd ediyoruz. Allah va’dinde sâdık oldu, kuluna
yardım etti. (Hendek Harbi’nde) müttefik orduları tek
başına helâk etti.” (Buhârî, De’avât, 52; Megâzî, 29; Müslim, Hacc, 428)

0 yorum:

Yorum Gönder

 
© Copyright 2035 Dua ile...
Theme by Yusuf Fikri