Musibetlerden Korunmak İçin

∗ Sahabeden Suheyb (r.a.), Peygamber Efendimiz
(s.a.s.)’in şöyle dediğini bildirmiştir: عَجَبًا لِأَمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أَمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْسَ ذَالِكَ لِأَحَدٍ إِلاَّ لِلْمُؤْمِنِ
إِنْ أَصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَكَرَ فَكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أَصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَ فَكَانَ
اً لَهُ
ْ
خَي
“Mü’minin durumu gıpta ve hayranlığa değer. Çünkü
her hâli kendisi için bir hayırdır. Böylesi bir özellik sadece
mü’minde vardır: Sevinecek bir şeye nail olsa şükreder; bu
onun için hayır olur. Başına bir belâ gelecek olsa, sabreder; bu
da onun için hayır olur.” (Müslim, Zühd, 64)
Bu hadisin ifadesinden anlaşılmaktadır ki, insan hem
bolluk zamanında hem de sıkıntılı zamanlarda daima
Allah’a yönelmeli, sürekli O’na dua etmelidir.
* Sahabeden Osman b. Affan (r.a.)’ın rivayetine göre
Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Bir kul her günün
sabahında ve akşamında üç defa;
بِاسْمِ الِّٰهل الَّذ۪ي لاَ يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فِي الْأَرْضِ وَلاَ فِي السَّمَاءِ وَهُوَ
السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ
Okunuşu: “Bismillâhillezî lâ yedurru ma’asmihî şey’ün
fil-ardi velâ fis-semâi ve hüves-semî’ul-‘alîm.”
Anlamı: “Adı anıldığı zaman gerek yerde gerekse gökte
hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla! O, hakkıyla
işiten ve hakkıyla bilendir, derse ona hiçbir şey zarar vermez,
görülmedik kaza ve belâ ona isabet etmez.” (Ebû Davud, Edeb, 110;
İbn Mâce, Dua, 14; Tirmizî, De’avât, 13)
Peygamberimiz (s.a.s.); تَعَوَّذُوا بِالِّٰهل مِنْ جَهْدِ الْبَ ءٰالِوَدَرْكِ الشَّقَاءِ وَسُوءِ الْقَضَاءِ وَشَمَاتَةِ
الْأَعْدَاءِ
“Belânın felaketinden, helâkin gelmesinden, kötü kazadan,
düşmanların şamatasından Allah>a sığının” (Buhârî, De’avât,
27; Ebû Davud, Salât, 367; Müslim, Zikr, 16; Nesâî, İstiâze, 34) buyurmuş ve
kendisi Allah’a şöyle sığınmıştır:
اَللّٰهُمَّ إِنّ۪ى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ وَالْجُبْنِ وَالْهَرَمِ وَالْبُخْلِ
وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَحْيَا وَالْمَمَاتِ
Okunuşu: “Allâhümme innî e’ûzü bike minel-‘aczi
vel-keseli vel-cübni vel-herami vel-buhli.
Ve e’ûzü bike min ‘azâbil-kabri.
Ve eûzü bike min fitneti’l-mahyâ ve’l-memâti.”
Anlamı: “Allah’ım! Acizlikten, tembellikten, korkaklıktan,
düşkünlük derecesine varan ihtiyarlıktan, cimrilikten
sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım. Hayat ve
ölüm fitnesinden sana sığınırım.” (Buhârî, De’avât 37; Tirmizî, De’avât,
71; Ebû Dâvud, Salât, 367)
اَللّٰهُمَّ إِنّ۪ى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الشِّقَاقِ وَالنِّفَاقِ وَسُوءِ اْلاَخْ قَالِ
Okunuşu: “Allâhümme innî e’ûzü bike mine’ş-şikâkı
ve’n-nifâkı ve sûil-ahlâkı.”
Anlamı: “Allah’ım! Ayrılıktan, iki yüzlülükten ve kötü
ahlâktan sana sığınırım.” (Ebû Dâvud, Salât, 367)
اَللّٰهُمَّ إِنّ۪ى أَعُوذُ بِكَ مِنَ التَّرَدِّي وَالْهَدْمِ وَالْغَرَقِ وَالْحَرِيقِ
وَأَعُوذُ بِكَ أَنْ يَتَخَبَّطَنِيَ الشَّيْطَانُ عِنْدَ الْمَوْتِ وَأَعُوذُ بِكَ أَنْ أَمُوتَ فِي
سَبِيلِكَ مُدَبِّرًا وَأَعُوذُ بِكَ أَنْ أَمُوتَ لَدِيغًا
Okunuşu: “Allâhümme innî e’ûzü bike minet-teraddî
vel-hedmi vel-ğarakı vel-harîkı.
Ve e’ûzü bike en yetehabbetaniyeş-şeytânü ‘ındelmevti.
Ve e’ûzü bike en emûte fî sebîlike müdebbiran.
Ve e’uzü bike en emûte ledî’ğan.”
Anlamı: “Allah’ım! Yüksekten düşmekten, göçükten / göçük
altında kalmaktan, boğulmaktan, yangından Sana sığınırım.
Allah’ım! Ölüm anında şeytana çarpılmaktan Sana sığınırım.
Allah’ım! Senin yolundan dönerek ölmekten Sana sığınırım.
Allah’ım! Yılan sokması ile ölmekten Sana sığınırım.”
(Nesâi, es-Sünenü’l-Kübrâ, İstiaze, 65, No:7972)
Her çeşit şerlerden, kötülüklerden, günahlardan,
Allah’ın yasaklarından, cehennemden vs. Allah’a sığınmak,
O’nun korumasını talep etmektir.
* Sahabeden Ebû’d-Derdâ (r.a.), Peygamberimiz
(s.a.s.)’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Kim, şu duayı
gündüzün başında okursa akşama kadar; akşamleyin okursa,
sabaha kadar kendi başına, ehline ve malına bir musibet gelmez: اَللّٰهُمَّ أَنْتَ رَبّ۪ي لَا إِلٰهَ إِلاَّ أَنْتَ عَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ وَأَنْتَ رَبُّ الْعَرْشِ
الْعَظي۪مِ مَا شَاءَ الٰهّلُ كَانَ وَمَا لَمْ يَشَأْ لَمْ يَكُنْ لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلاَّ بِالِّٰهل
الْعَلِيِّ الْعَظي۪مِ أَعْلَمُ أَنَّ الٰهّلَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدي۪رٌ وَأَنَّ الٰهّلَ قَدْ أَحَاطَ بِكُلِّ
شَيْءٍ عِلْمًا اَللّٰهُمَّ إِنّ۪ي أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ نَفْس۪ي وَمِنْ شَرِّ كُلِّ دَابَّةٍ أَنْتَ
آخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا إِنَّ رَبّ۪ي عَلَى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ
Okunuşu: “Allâhümme! Ente Rabbî. Lâ ilâhe illâ
ente.
‘Aleyke tevekkeltü ve ente Rabbül-‘arşil-‘azîm.
Mâşâallahü kâne vemâ lem yeşe’ lem yekün.
Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil-‘aliyyil-‘azîm.
A’lemü ennallâhe ‘alâ külli şey’in kadîr.
Ve enne’llâhe kad ehâta bi külli şey’in ‘ılmâ.
Allâhümme! İnnî e’ûzü bike min şerri nefsî ve min
şerri külli dâbbetin, ente âhizün bi nâsiyetihâ.
İnne Rabbî ‘alâ sıratın müstakîm.”
Anlamı: “Allah’ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka
ilâh yoktur.
Sana güvendim ve Sen yüce Arş’ın sahibisin.
Allah’ın dilediği olur, O’nun dilemediği de olmaz.
Güç ve kuvvet sahibi ancak yüce ve ulu Allah’tır.
Bilirim ki, Allah’ın her şeye gücü yeter. Ve Allah, her şeyi ilmi ile kuşatmıştır.
Allah’ım! Nefsimin şerrinden ve senin yönetimin altındaki
bütün canlıların şerrinden sana sığınırım. Şüphesiz Rabbim
(yaptığı her işte) doğru yoldadır.” (Taberânî, ed-Dua, No: 343, I, 129)
∗ İbn Ömer (r.a.); Peygamberimiz (s.a.s.)’in, her türlü
bela ve musibete karşı sabah-akşam şöyle dua etmeyi asla
terk etmezdi, demiştir:
اَللّٰهُمَّ إِنّ۪ي أَسْأَلُكَ الْعَافِيَةَ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ
اَللّٰهُمَّ إِنّ۪ي أَسْأَلُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فِي دي۪ن۪ي وَدُنْيَايَ وَأَهْل۪ي وَمَال۪ي
اَللّٰهُمَّ اسْتُرْ عَوْرَات۪ي وَآمِنْ رَوْعَات۪ي
اَللّٰهُمَّ احْفَظْن۪ي مِنْ بَ يَدَيَّ وَمِنْ خَلْف۪ي وَعَنْ يَم۪ين۪ي وَعَنْ شِمَال۪ي
وَمِنْ فَوْق۪ي وَأَعُوذُ بِعَظَمَتِكَ أَنْ أُغْتَالَ مِنْ تَحْت۪ي
Okunuşu: “Allâhümme innî es’elükel-‘âfiyete fiddünyâ
vel-âhirati.
Allâhümme innî es’elükel-‘afve vel-‘âfiyete fî dînî ve
dünyâye ve ehlî ve mâlî.
Allâhümmestür ‘avrâtî ve âmin rav’âtî.
Allâhümme’hfaznî min beyni yedeyye ve min halfî ve
‘an yemînî ve an şimâlî ve min fevkî.
Ve e’ûzü bi ‘azametike en üğtâle min tahtî.”
Anlamı: “Allah’ım! Senden dünya ve ahirette sağlık ve
esenlik istiyorum. Allah’ım! Senden dinimde, dünyamda, ailemde ve malımda
af ve afiyet istiyorum.
Allah’ım! Eksiklerimi, kusurlarımı ve ayıplarımı ört, korku
ve endişelerimi güvene ve huzura çevir.
Allah’ım! Beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan
ve üstümden (gelebilecek her türlü bela ve musibete karşı)
muhafaza eyle. Altımdan kahrına uğramaktan (depremden)
senin azametine sığınırım.” (Ebû Davud, Edeb, 110; İbn Mâce, Dua, 14)

0 yorum:

Yorum Gönder

 
© Copyright 2035 Dua ile...
Theme by Yusuf Fikri