Evlilik İle İlgili Dualar

Aile yuvasının kurulması gibi önemli bir adımda, bu
işin sağlam bir temele dayanması ve her iki tarafın da zarara
uğratılmaması gerekir. Bu nedenle kıyılacak nikâhın
bağlayıcı bir nitelikte olması, yani resmiyet kazanması gerekir.
Zira dinî hassasiyetin zayıfladığı günümüz toplumlarında,
zaman zaman verilen sözler tutulmamakta, bu da
insanlar arasında istenmeyen huzursuzluklara ve düşmanlıklara
neden olmaktadır.
Resmî kayıt işlemiyle nikâh akdi gerçekleşmiş olmakla
beraber, eşler dilerlerse ayrı bir merasimle dua yapabilir
ve yaptırabilirler. İslâm’a göre nikâh akdinin gerçekleşmesi
için evlenecek kişilerin veya vekillerinin onayı, en az iki
şahit, nikâhın alenî (açık) olması, muvakkat (belli bir süre
için) olmaması gibi temel şartlar gerekir.
a) Dünür Olma Sırasında Yapılabilecek Dua
Bir kadını ailesinden istemeye gelen kişinin söze
Allah’a hamd ederek başlaması ve Peygamberimiz (s.a.s.)’e
salât ve selâm etmesi müstahaptır. Daha sonra;
أشَْهَدُ أَنْ لَا إِلٰهَ إِلَّا الٰهّلُ وَحْدَهُ لَا شَري۪كَ لَهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ
وَرَسُولُهُ
Okunuşu: “Eşhedü ellâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke
leh. Ve eşhedü enne Muhammeden ‘abdühû ve rasûlüh.”
Anlamı: “Şahadet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur,
O’nun ortağı yoktur ve şahadet ederim ki, Hz. Muhammed
(s.a.s.) O’nun kulu ve elçisidir” sözleriyle açılış yapmalı ve “falanca kadını veya falanca kadının kızı falancayı, falancaya
istemeye geldim” gibi ifadelerle geliş sebebini anlatmalıdır.
Dünür gitmede her yörenin kendine özgü örf ve
âdetleri, konuşma şekilleri vardır. Genel ahlâk kurallarına
ve İslâmî usullere aykırı olmamak üzere bu tür değişik uygulamalarda
dînen bir sakınca yoktur. Ancak her işte olduğu
gibi, kız istemede de söze Allah’a “hamd” ve Resûlüne
“salâvat” ile başlamak İslâmî bir gelenektir. Çünkü Peygamberimiz
(s.a.s.), bu uygulamayı şöyle ifade etmiştir:
“Herhangi bir iş ki, Allah’a hamd ile başlamazsa, sonuçsuz
kalmaya mahkûmdur.” (Ebû Davud, Edeb, 21; İbn Mâce, Nikâh, 19)
b) Nikâh Duası
Nikâh merasimi için gerekli şartlar sağlandıktan sonra
bu merasimi icra edecek yetkili kişi, evlenme ile ilgili
en az birer ayet ve hadis zikrederek, nikâh sözleşmesinin
şartlarından, aile kurmanın ve evliliğin öneminden bahseder.
Şahitler ya da topluluk huzurunda evlenecek çiftlerin
olurunu alır ve aşağıdaki duayı okur:
اَلْحَمْدُ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَ الصَّ ةَالُ وَ السَّ مَالُ عَلٰى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ
وَ عَلٰى اٰلِهِ وَ اَصْحَابِهِ اَجْمَعِينَ وَنَعُوذُ باِلِّٰهل مِنْ شُرُورِ أَنْفُسِنَا وَ مِنْ
سَيِّئَاتِ اَعْمَالِنَا وَنَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلٰهَ إِلاَّ الٰهّلُ وََنَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ
وَرَسُولُهُ اَللّٰهُمَّ اجْعَلْ هٰذَا الْعَقْدَ مَيْمُونًا مُبَارَكًا وَاجْعَلْ بَيْنَهُمَا اُلْفَةً وَ
مَحَبَّةً وَ قَرَارًا وَ لَا تَجْعَلْ بَيْنَهُمَا نَفْرَةً وَ فِتْنَةً وَ فِرَارًا
اَللّٰهُمَّ اَلِّفْ بَيْنَهُمَا كَمَا اَلَّفْتَ بَ اٰدَمَ وَ حَوَّاءَ وَ كَمَا اَلَّفْتَ بَ مُحَمَّدٍ صَلَّ الٰهّلُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ وَ خَدِيجَةَ الْكُبْرَى رَضِيَ الٰهّلُ عَنْهَا وَ بَ
عَلِيٍّ رَضِيَ الٰهّلُ عَنْهُ وَ فَاطِمَةَ الزَّهْرَى رَضِيَ الٰهّلُ عَنْهَ اَللّٰهُمَّ اَعْطِ لَهُمَا
اَوْلَادًا صَالِحًا وَ عُمْرًا طَوِي وَ رِزْقًا وَاسِعًا رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ اَزْوَاجِنَا
وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ اَعْيُنٍوَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّق۪ينَ اِمَامًا رَبَّنَآ اٰتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً
وَفِي الْاٰخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا
يَصِفُونَۚ وَسَ مَالٌ عَلَى الْمُرْسَل۪ينَۚ وَالْحَمْدُ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ
Okunuşu: “Elhamdü lillâhi rabbil-âlemîne vas-salâtü
ves-selâmü ‘alâ Rasûlinâ Muhammedin ve ‘alâ âlihî ve
ashâbihî ecme’în.
Ve ne’ûzü billâhi min şurûri enfüsinâ ve min seyyiâti
a’mâlinâ.
Ve neşhedü ellâ ilâhe illallâhü ve neşhedü enne Muhammeden
‘abdühû ve Rasûlühü.
Allâhümmec’al hâzel-‘akde meymûnen mübârakâ.
Vec’al beynehümâ ülfeten ve mahabbeten ve karârâ. Velâ
tec’al beynehümâ nefraten ve fitneten ve firârâ.
Allâhümme ellif beynehümâ kemâ ellefte beyne Âdeme
ve Havvâe ve kemâ ellefte beyne Muhammedin sallallâhü
‘aleyhi ve selleme ve Hadîcete’l-Kübrâ radiyallâhü ‘anhâ
ve beyne ‘Aliyyin radıyallâhü ‘anhü ve Fâtımete’z-Zehrâ
radıyallâhü ‘anhâ.
Allâhümme a’tı lehümâ evlâden sâlihâ. Ve ‘umran
tavîlâ. Ve rizkan vâsi’â
Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrate
a’yünin vec’alnâ lil-müttekîne imâmâ. Rabbenâ âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fil-âhırati hesaneh.
Ve kınâ ‘azâben-nâr.
Sübhâne Rabbike Rabbil-‘ızzeti ‘ammâ yasıfûn.
Ve selâmün ‘alel-mürselîn. Vel-hamdü lillâhi Rabbil-
‘âlemîn.”
Anlamı: “Allah’a hamd olsun. Peygamberimiz Hz.
Muhammed’e, âl ve ashabına salât ve selâm olsun.
Nefsimizin şerlerinden ve kötü amellerimizden Allah’a
sığınırız.
Bir tek Allah’tan başka ilâh olmadığına ve O’nun ortağının
bulunmadığına şahadet ederiz. Hz. Muhammed’in
O’nun kulu ve resûlü olduğuna da şahadet ederiz. (bk. Ebû Davud,
Nikâh, 33; İbn Mâce, Nikâh, 19; Tirmizî, Nikâh, 16)
Allah’ım! Bu evlilik akdini mübarek eyle. Bu çiftler arasında
ülfet/geçim, sevgi ve evliliklerinde sebat nasip eyle, aralarında
nefret, geçimsizlik ve ayrılık var eyleme.
Allah’ım! Bu çiftlerin arasında Âdem (a.s.) ile Havva;
Hz. Muhammed (s.a.s.) ile Hz. Hatice ve Hz. Ali (r.a.) ile
Hz. Fatıma (r.a.) arasındaki var olan ülfet, geçim ve kaynaşma
var eyle.
Allah’ım! Bu çifte salih çocuklar, uzun ömürler ve bol rızık
ihsan eyle.
Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı
kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder
eyle. (Furkan, 25/74)
Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik, güzellik ve nimet ver,
ahirette de iyilik, güzellik ve nimet ver ve bizi ateş azabından
koru. (Bakara, 2/201)
Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rabb, onların
nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Peygamberlere selâm
olsun. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. (Sâffât,
37/180-182)”
c) Gelin Uğurlama Duası
Örf ve âdetlerimizde gelin babası evinden, erkek kardeşi
ya da bir yakını tarafından özel bir merasimle çıkarılır
ve uğurlanır. Uğurlama esnasında dua edilmesi yerinde bir
davranış olur. Duaya, Allah’a hamd ve Resûlüne salavat ile
başlanır ve Türkçe olarak şu dua yapılabilir:
“Ey Rabbimiz! Bu evliliği hayırlı ve mübarek eyle.
Allah’ım! Eşi ile birbirlerini, Peygamberimiz Hz. Muhammed
ile Hz. Hatice validemizin birbirlerini sevdikleri
gibi sevmeyi nasip eyle.
Kendilerine Hz. Âdem ile Havva annemiz arasına koyduğun
sevgi gibi bir sevgi var eyle.
Hz. Ali Efendimiz ile Fatıma validemiz gibi birbirlerini
sevdir. birbirlerine karşı kalplerini ısındır ve onları fitneden,
fesattan, nefretten ve düşmanlıktan muhafaza eyle.
Allah’ım! Kendisine takva, iffet, sıhhat, afiyet ve ihtiyaç
duyduğu her türlü güzellikleri nasip eyle.
Onu yardımından mahrum bırakma. Ona bol ve helâl rızık
ver. Verdiğin rızkı hakkında bereketli kıl. Onu kanaatkâr
eyle. Allah’ım! Ona anne olmayı ve anne şefkatini nasip et.
Tertemiz bir nesil lütfet. Şüphesiz sen duaları işitensin. Salih
evlat ihsan eyle.
Allah’ım! Ona, iffetini muhafaza ederek yaşamayı, namazını
kılan, orucunu tutan ve sana itaat eden bir kul olmayı
nasip eyle.
Evini; Kur’ân okunan, İslâm konuşulan ve meleklerin ziyaret
ettiği bir yuva olmasını nasip eyle. Sadakatten ayırma.
Eşini kendine bağlı ve vefalı eyle.
Eşiyle birlikte Senin rızana uygun olarak hareket etmeyi
nasip eyle.
Kötü arkadaş ve kötü komşudan uzak eyle. Kötü insanların
şerrinden, fitnesinden, iftiradan ve kıskançlıktan muhafaza
eyle.
Allah’ım! Kendisine seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi
ve sana yakın kılacak her işi sevmeyi nasip et. Ona imanı sevdir.
Gönlünde inkârcılığa, fasıklığa ve isyana karşı bir nefret
uyandır.
Allah’ım! Onu, sıkıntıdan, üzüntüden, acizlikten, tembellikten,
korkaklıktan, cimrilikten, kalp katılığından, gafletten,
zilletten ve meskenetten muhafaza eyle.
Allah’ım! Verdiğin güzellikleri, nimetleri ve yetenekleri
ondan çekip alma. Bundan sonraki her gününü bundan önceki
günlerinden daha mutlu ve huzurlu geçirmeyi nasip eyle.”
Tekbir ve salât ü selâm getirilerek duaya son verilir. ç) Zifafa giren kimsenin yapacağı dua:
Sahabeden İbn Abbas (r.a.)’ın rivayetine göre; Peygamberimiz
(s.a.s.) şöyle buyurdu: “Sizden biriniz eşine
yaklaşmak istediğinde şöyle dua etsin:
بِسْمِ الِّٰهل اَللّٰهُمَّ جَنِّبْنَا الشَّيْطَانَ وَجَنِّبِ الشَّيْطَانَ مَا رَزَقْتَنَا
Okunuşu: “Bismillâh! Allâhümme cennibneş-şeytâne
ve cennibiş-şeytâne mâ razektenâ.”
Anlamı: “Allah’ın adıyla! Allah’ım! Şeytanı bizden ve
bize nasip edeceğin çocuktan uzaklaştır.” (Buhârî, Nikâh, 66; Ebû Davud,
Nikâh, 46; Tirmizî, Nikâh, 8; İbn Mâce, Nikâh, 27)
2. HATİM DUASI
Yüce Allah’ın son kelâmı olan Kur’ân-ı Kerim’i okumak,
ecir ve sevabı en yüksek olan bir ibadettir. Hatta
selef âlimlerinin ifadelerine göre ibadetler içerisinde hiç
birisi Kur’ân okumaya denk değildir. Nitekim ayette de,
Kur’ân okumanın asla zarar etmeyecek bir kazanç olduğu
belirtilmiştir: “Şüphesiz, Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı
dosdoğru kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz
şeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla
zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler.” (Fâtır, 35/29)
Bir başka ayette ise mü’minler, gece hayatlarını Kur’ân
ile meşgul olarak geçirdikleri için övülürler: “Onların (Kitap
ehlinin) hepsi bir değildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde
ayakta duran, secdeye kapanarak Allah’ın ayetlerini okuyan
bir topluluk da vardır.” (Âl-i İmrân, 3/113)
Kur’ân okumanın, Müslümanların asla vazgeçemeyeceği
bir görev olması gerektiğini beyan eden Peygamberimiz
(s.a.s.), şu güzel benzetmeyle bizleri Kur’ân okumaya
teşvik etmiştir: “Kur’ân okuyan mü’min, kokusu ve tadı güzel
olan turunç gibidir. Kur’ân okumayan mü’min, tadı güzel
ve fakat kokusu olmayan hurma gibidir. Kur’ân okuyan
münafık, kokusu güzel fakat tadı acı olan fesleğen otu gibidir.
Kur’ân okumayan münafık ise, kokusu olmayan acı yaban keleği
gibidir.” (Buhârî, Fedâilu’l-Kur’ân, 36, Tevhid, 57)
Kur’ân-ı Kerim’in hatmedilmesi ve sonrasında yapılacak
uygulamayı belirten bir hadiste, İbn Abbas (r.a.)’dan
rivayete göre, bir adam Peygamberimiz (s.a.s.)’e, “Allah’ın en
çok sevdiği amel hangisidir” diye sordu. O da; “Konup göçendir”
dedi. O kişi; “Konup göçen kimdir” diye sorunca, Peygamberimiz
(s.a.s.); “Kur’ân’ı başından sonuna kadar okuyan,
bitirince hemen tekrar başlayandır, dedi” (Tirmizî, Kıraat, 4)
Bu hadisin müjdesine nail olmak ümidiyle Müslümanlar
son sûreyi (Nâs sûresi) okuduktan sonra Fâtiha ile
Bakara sûresinin başından ilk beş ayeti okumaktadırlar ki,
halk arasında bu uygulama oldukça yaygın bir hâle gelmiştir.
Bu uygulamanın dayanağını teşkil eden yukarıdaki hadis
ile sahabe ve tabiinden nakledilen birçok rivayete göre,
Kur’ân’ın hatminden sonra dua etmek sünnettir. Kuvvetli
derecede müstahab olduğu da söylenmiştir. (bk. Nevevî, el-Ezkâr,
s.136)
Hatim bittikten sonra, duanın kabul olma şartlarına da
riayet ederek, hatim duasına şu cümlelerle başlamak uygun
görülmüştür:

0 yorum:

Yorum Gönder

 
© Copyright 2035 Dua ile...
Theme by Yusuf Fikri