(Musa) Halkının haberi olmadığı bir zamanda şehre
girdi, orda kavga etmekte olan iki adam buldu; bu kendi
taraftarlarından, şu da düşmanlarından. Derken taraftarlarından olan,
düşmanlarından olana karşı ondan yardım istedi. Bunun üzerine ona bir
yumruk attı ve işini bitiriverdi. (Sonra da:) "Bu şeytanın işindendir;
o, gerçekten açıkça saptırıcı bir düşmandır" dedi. (Kasas Suresi, 15)
Dedi ki: "Rabbim, gerçekten, ben kendi nefsime
zulmettim, artık beni bağışla." Böylece (Allah) onu bağışladı. Şüphesiz.
O, bağışlayandır, esirgeyendir. Dedi ki: "Rabbim, bana verdiğin
nimetler adına, artık suçlu günahkarlara destekçi olmayacağım." (Kasas
Suresi, 16-17)
Böylece oradan korku içinde (çevreyi) gözetleyerek
çıkıp gitti: "Rabbim, zalimler topluluğundan beni kurtar" dedi. (Kasas
Suresi, 21)
Medyen'e doğru yöneldiğinde de: "Umarım Rabbim, beni
doğru bir yola yöneltip iletir" dedi. Medyen suyuna vardığı zaman, su
almakta olan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de (hayvanları
su başına götürmekten çekinen) iki kadın buldu. Dedi ki: "Bu durumunuz
ne?" "Çobanlar sürülerini sulamadıkça, biz sürülerimizi sulayamayız;
babamız, yaşı ilerlemişbir ihtiyardır." dediler. Hemencecik onların
sürülerini suladı, sonra yine gölgeye çekilerek dedi ki: "Rabbim,
doğrusu bana indirdiğin her hayra muhtacım." Çok geçmeden, o iki
(kadın)dan biri, (utana utana) yürüyerek ona geldi. "Babam, bizim için
sürüleri sulamana karşılık sana mükafaat vermek üzere seni davet
etmektedir." dedi. Bunun üzerine ona gelip de olup bitenleri anlatınca
o: "Korkma" dedi. "Zalimler topluluğundan kurtulmuşoldun." (Kasas
Suresi, 22-25)
Dedi ki: "Rabbim, gerçekten onlardan bir kişi
öldürdüm, beni öldürmelerinden korkuyorum. Ve kardeşim Harun; dil
bakımından o benden daha düzgün konuşmaktadır, onu da benimle birlikte
bir yardımcı olarak gönder, beni doğrulasın. Çünkü onların beni
yalanlamalarından korkuyorum." (Kasas Suresi, 33-34)
Dedi ki: "Rabbim, benim göğsümü aç. Bana işimi
kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz; ki söyleyeceklerimi kavrasınlar.
Ailemden bana bir yardımcı kıl, kardeşim Harun'u. Onunla arkamı
kuvvetlendir. Onu işimde ortak kıl, Böylece Seni çok tesbih edelim. Ve
Seni çok zikredelim. Şüphesiz Sen bizi görüyorsun." (Taha Suresi, 25-35)
(Allah) Dedi ki: "Pazunu kardeşinle pekiştirip
güçlendireceğiz; sizin ikinize de öyle bir 'güç ve yetki' vereceğiz ki,
ayetlerimiz sayesinde size erişemeyecekler. Siz ve size uyanlar galip
olanlarsınız." (Kasas Suresi, 35)
Musa dedi ki: "Rabbimiz, şüphesiz Sen, Firavun'a ve
önde gelen çevresine dünya hayatında bir çekicilik (güç, ihtişam) ve
mallar verdin. Rabbimiz, Senin yolundan saptırmaları için (mi?)
Rabbimiz, mallarını yerin dibine geçir ve onların kalblerinin üzerini
şiddetle bağla; onlar acı azabı görecekleri zamana kadar iman
etmeyecekler." Allah, Hz. Musa'nın duasına şöyle karşılık verdi:
"İkinizin duası kabul olundu. Öyleyse dosdoğru yolda devam edin ve
bilgisizlerin yoluna uymayın." (Yunus Suresi, 88-89)
... (Allah:) "Beni asla göremezsin, ama şu dağa bak;
eğer o yerinde karar kılabilirse, sen de Beni göreceksin." Rabbi dağa
tecelli edince, onu paramparça etti. Musa bayılarak yere düştü. Kendine
geldiğinde: "Sen ne Yücesin (Rabbim). Sana tevbe ettim ve ben iman
edenlerin ilkiyim" dedi. "Ey Musa" dedi. "Sana verdiğim risaletimle ve
seninle konuşmamla seni insanlar üzerinde seçkin kıldım. Sana
verdiklerimi al ve şükredenlerden ol." (Araf Suresi, 143-144)
... Dedi ki: "Rabbim, eğer dileseydin, onları ve beni
daha önceden helâk ederdin. (Şimdi) İçimizdeki beyinsizlerin
yaptıklarından dolayı bizi helak edecek misin? O da Senin denemenden
başkası değildir. Onunla Sen dilediğini saptırır, dilediğini hidayete
erdirirsin. Bizim velimiz Sensin. Öyleyse bizi bağışla, bizi esirge; Sen
bağışlayanların en hayırlısısın." Bize bu dünyada da, ahirette de
iyilik yaz, şüphesiz ki biz Sana yöneldik. Dedi ki: "Azabımı dilediğime
isabet ettiririm, rahmetim ise herşeyi kuşatmıştır; onu
korkup-sakınanlara, zekatı verenlere ve Bizim ayetlerimize iman edenlere
yazacağım." (A'raf Suresi, 155-156)
0 yorum:
Yorum Gönder